aşk öğretmen olursa...

Ben bir zamanlar aşıktım. "Ne var bunda?" diyeceksiniz. Benim gibi biri aşık işte. Daha ne olsun.

Rahatlayınız. Eski sevgilimin dedikodusunu yapacak değilim. Dedi'kodu lafını ne de çok severim oysa. Aşkın bana neler öğrettiğini anlatacağım size. Peki tamam, itiraf ediyorum. BENİM ÖĞRENESİM VARDI Oldu mu? Söylettiniz işte, mutlu musunuz?

Aşkın içinde agresiflik olduğunu öğrendim örneğin. Bknz. yukarıdaki paragraf. Her şeyi ben yapayım istiyorum. Ben idare edeyim, ben suyuna gideyim, ben konuşayım, ben dinleyeyim, ben ağlatayım, ben ağlayayım, ben aldatayım, ben aldatılayım... E olmuyor tabi. Olmayınca noluyor? Leb sinir yapıyor. İpliğine önce bir bir atıyor düğümlerini. Sonra verip adamımın eline ipini, bir bir çözdürüyor. Yeterince becerikli değilse bahsi geçen sevgili, zorlanıyorsa açarken düğümleri (ruhları) ve düğmeleri (bedenleri), hiç sansı yok. Acımam. Gözünün yaşına bakmam ama önce gözlerinin yaşarmasını beklerim. Benim zamanlamam budur. Erken ayrılırsam kendini haklı sanır, sandırtmam. Geç kalırsam… Hiç geç kalmadım ki. Ne bileyim ben.

Adamın fazla mı üstüne gittiğimi düşünüyorsunuz? Yoksa "duygusuz" mu dediniz? İnanın hiç duymuyorum. Ve inanın, o da duymaz. Aşk kısmi sağır yapıyor insanı. Eh tabi benden kaçmadı, öğrendim. Aslında ne güzel olur söylemek istediklerimi duysa. Hatta duymadan bile anlasa. Öyle ya erkek dedigin cin gibi olacak. Hem söylediklerimi hem altındakileri anlayacak. Zira ben bile, bazen ne demek istediğimi bilmem. "Havadan nem kapıyor" derler ya. Hıh işte, tam öyle olacak. Ve bağırmadan, ne dediğini anlatabilecek. Duymamı istiyorsa fısıldayacak ama ol-mazzz. Ya olursaların üstüne de aşk kurulmaz.

Aşk kurulurmuş. Yanlış duymadınız. Aşkı kurarım. Öyle birdenbire olmaz. Önce aklını görmeliyim, sonra kalbine güvenmeliyim ve de nihayet koynuna girmeliyim. Bir kitap yazıp adını “3 adımda aşk” mı koysam ne. Öyle ya aşık olursam, adam beni ya yıkacak ya yakacak. Ya mahfedecek ya mehabetli.

Aşkta kural olmalı. Bunu da öğrendim. Kurallarımı baştan koydum. Hiçbir konuda sınır tanımaz ben, konu aşka gelince nedense zorba kesiliyorum. Şekilci miyim acaba? Yok değilim. Bütün bunları, erkek adamım da öğrenmiş ise ne ala. Benim kurallarım kural da, onunkiler değil mi? Uyarım da aynı zamanda, uydurabilirse...

Aşkta hesap kitap varmış. Hem kendin kalabilmek hem değişebilmek. Bunun dengesini de profesörler gibi hesaplayabilmek. Eğer kalbimin çarpıntısı normalin üzerine çıkacaksa, iyi bir sebepten olmalı. Bütün gece, sadece sarılıp yatmalıyız mesela. Hani o “şimdi mi sevişeceğiz, 5 dakika sonra mı” stresi vardır ya. İşte en güzel çarpıntı budur benim için. Akıllı bir adam, tek geceyi feda eder ve hayatımdaki diğer bütün geceleri alır. Varsın içten pazarlıklı olsun. Yol yordam bilmek derim ben buna. Siz ne derseniz deyin çocuklar.

Hakikaten,
   hadi deyin...
Siz neler öğrendiniz?

1 leblebi:

Zeyno dedi ki...

Aşk öğretmen olursa, öğrencinin süründüğünün resmidir :). Bkz sahife: 54 :)P

Bookmark and Share