döv'me

Dövme taaa çocukluğumdan beri aklımda olan ama hep zamanını beklediğim bir şeydi.


Babam çok güzel resim yapar. Yazısı da güzeldir. Hattatlar gibi... Düğün davetiyesi yazdırırlardı eskiden, hatırlıyorum. 

Orta okulda filandım sanırım, dövme yaptırmaya karar verince, babamdan adımın ve soyadımın ilk harflerinden oluşan bi şekil çizmesini istemiştim. Bi nevi logo :) "Ne için?" diye sorunca da, saf saf "dövme yaptıracağım" demiştim. Babam çizdi. Çizdi de o kadar çirkin bi şeydi ki, ne onu yaptırıp kendime kıyabildim, ne "bunu beğenmedim. Başka çiz" deyip babama... O tuhaf şekli, babamın dövmeden vazgeçeyim diye yaptığını anlam baya uzun sürdü. :) 

Bendeki dövme yaptırma isteği hiç azalmadı. Evet, havalı bi şeydi. Hele o zamanlar... Evet, farklı olacaktım. Filan falan... Sanılanın aksine hevesli ergenler gibi değildim ama... En iyi dövmeci kim, dükkanı nerde hep takip ediyordum. Yarın yaptırmasam bile bunları bilmeliydim. Bilinçliydim yani... 

Okul bitti. İş başladı. Hayata düştüm. Zaman aktı... 

İçten içe sakladığım o aşk geçenlerde nedensiz depreşti. Hem de nasıl... Birden. Kendi fikriyle... 

Toplamda 3 dövmem olacağına karar verdim. (Bi ihtimal 4) 

İlk dövmem babamın imzası. Şu an okuduğunuz macera bu. 

2. Dövmem annemle ilgili. Bunu da elbette yazacağım. Şimdilik sadece şunu söyleyebilirim; yeri ve ne olacağı belli. 

3. Dövmem ise kendi istediğim bi şey. İşte bu en zor olanı. Çünkü henüz kendim için ne yaptıracağıma karar vermedim :) 

Ölmeden ve 40'ımdan önce üçünü de yaptırmak istiyorum. Malum "40'ından sonra azanı teneşir paklar"mış :))) 

Bu (en az) üç adımlı projenin, birinci adımını attım. İlk dövmemi 10 Ekim 2011 tarihi itibari ile yaptırdım. 

Tabi bi ön hazırlık süreci oldu... İlk olarak imzanın biraz düzeltilmesi gerekiyordu. Twitter'da Mustafa Soydan yardımcı oldu. Ben imzanın fotoğrafını e-posta attım. O da düzenlenmiş halini bana geri gönderdi. Teşekkür ederim. 

Sonra uzunca bir süredir görüşmediğim arkadaşıma imzanın bu son halini mms attım. Sinem hemen bir kaç gün sonraya randevu verdi. 

Ve pazartesi Golden Arrow 212'deydim. (Mekanı görmek ve dövme hakkında bilgi almak için linke tıklayın.) Taksim'de. Hijyen elbette ilk sırada, çoook önemli. Lakin mekan da insanı etkiliyor yahu. Havaya giriyorsunuz. Çok şık bi yer.  Bu da facebook sayfaları.

Gittiğimde her şey hazırdı. 5-6 Farklı büyüklükte çıktılar alınmıştı vs. Dövmemi yapacak olan Burak'la tanıştım. Uygun büyüklüğe karar verdik. Yer konusunda biraz mızıklandım :) Sol göğsüme istiyordum, kalbimin üzerine... Bence çok güçlü, çok anlamlı bi yer. Transferi yaptık ama sonra ben biraz daha kaydırmak istedim. Sonuçta 1 kere yaptırıyorsunuz. 2. Yer tam istediğimdi. Başladık :) 

Baya heyecanlandım. O ses çok sinir bozucu. Diş hekimi aletini çağrıştırıyor, bence ondan... 

Sıfır (rakamla 0) acı! Tamam, benim canım tatlı değildir, acı eşiğim yüksektir filan ama gerçekten hiç canım yanmadı. Bu kadarını da beklemiyordum :) Sadece karıncalanma hissettim. 

Yaptırdığım yer hareket etmesin diye Burak "gülmek yok, konuşmak yok, hatta derin nefes almak da yok" dedi. Ki bunların "konuşma" kısmında pes ettirdim :))) Çenem durmadı, vırvırvır... Bana da hak verin ama yaaa... Heycan var, konuşmak yok! Benim için olacak şey değil. 

Bi ara tavana ayna koymayı teklif ettim. "Dövme yapıyoruz burada, fantazi değil" dediler. Tamamen masumum. İnsan aynadan bakar, oyalanır diye demiştim ben. 

Sinem "eee bu konuşuyo!" dediğinde, Burağın bir "susturamadım ki" demesi vardı. Ses tonundaki çaresizliği duymalıydınız :))) 

Bu zor şartlarda çalışan Burağa da çok teşekkür ederim. Gerçekten temiz iş çıkardı. Yetenekli çocuk...


Ve sonuç;


(Bu fotoğraf dövme bittikten yaklaşık 15 saniye sonra çekildi. Yani kırmızılık normal.)



Son olarak dövme hakkında bir şeyler yazacağım. Ukalalık saymayın... 

Dövmeyi yaptırıp hemen göstermek istiyor insanlar ama yaz mevsimi dövme için uygun değil. Sonrasında güneşe çıkmamanız gerek. Düzenli krem kullanmanız (ki deniz, havuz varken bu neredeyse imkansız), temiz tutmanız da gerekli. O yüzden kışın yaptırıp, yaza hazır beklemek en iyisi. 

Ben Golden Arrow 212'yi tavsiye ederim. Ancak nerede yaptırırsanız yaptırın ilk olarak hijyene dikkat edin! Malzemeler (boya, iğne, eldiven vs.) ilk kez size kullanılmalı. 

Yapan kişi de ayrıca çok önemli. Önceki işlerini mutlaka görün. Sakince inceleyin. Kendi dövmenizi bi ömür boyu taşıyacaksınız. 

Kararsız gitmeyin. "Ben koluma latince bi şey yazdırmak istiyorum ama ne yazdırsam" dediğinizde, "bu mallardan çok var" yazıdıklarını bilin. Latince yazıyolar ama... Şık duruyor. :))) 

Özetle ne yaptırıcağınıza, nerenize yaptıracağınıza, renklerine ve büyüklüğüne karar vermiş olun. Dövmecinizde sadece ufak tefek oynamaları yaparsınız. 

Dövme yaptırdıktan sonra bakımına da lütfen çok özen gösterin. Sonuçta dövme de bi yara. İyi bakarsanız, "iyi"leşir ;) 

Bookmark and Share