Bu şarkıyı dinlerken okunması tavsiye olunur…
Yaptım. Zayıflık mı dersiniz, güç mü bilmem… Sms attım.
Aslında ilk olarak, tartıştığımızda ya da ayrıldığımızda çağrı bırakmayı düşünmüştük. Sonra olacakları da biliyorduk. Birimiz çağrı bırakacaktı. Diğeri “beni aramışsın” diye arayacaktı. Bu geri arama süresi ister 10 dakika olsun, ister 1 saat biri çok pişman olacaktı. “aaa öyle mi. Tuş kilidi açık kalmış” diyecekti diğerine. Biri de diğeri de yalan söyleyecekti.
Telefonu açıp “özür dilerim” diyemeyecek kadar korkaktık ikimiz de. Birbirimizin aynasıydık…
Bu yüzden sonunda boş sms’de karar kıldık… Bi kere gönderdin mi geri dönüşü yoktu. Kazayla olmuş, çantamdaydı üstüne bir şey geldi herhalde, yeğenin elindeydi oynarken aradı demekki vs gibi yalanların işe yaramayacağı bellidir. İstemişsindir, yapmışsındır.
Ben de yaptım. Boş sms gönderdim… Bir şey yazmaya gerek görmedim…
Ve bu mesajdan kimseye bahsetmedim.
Hemen değil, ertesi gün aradı. “Yanlış anlama” dedim, “sevgili olarak değil, arkadaş olarak görmek isterim seni.” Akşam, beraberken gittiğimiz mekana gittik.
Telefonumu titreşime aldım. Olur a, çeteden biri ararsa onla görüştüğümü söylemek istemedim. "Manyak mısın?" ile başlayıp, "aklını başına al!" ile biten nutukları dinlemek istemedim. Delirmek istedim…
Telefonumu titreşime aldım. Olur a, çeteden biri ararsa onla görüştüğümü söylemek istemedim. "Manyak mısın?" ile başlayıp, "aklını başına al!" ile biten nutukları dinlemek istemedim. Delirmek istedim…
Oturduk. Aynı şeyleri yedik, içtik. Lakin biz aynı değildik…
Birkaç aydır olanları özetledik birbirimize. Ben Ozi’lerin bebeği olduğundan, Can’ın doğum gününden, girip çıktığım iş görüşmelerinden filan bahsettim. O iş yerinin taşınmasından, terfi beklediğinden falan.
Sonra birdenbire “hadi bana gidelim” dedi. Gittik.
Seviştiğimiz o koltukta oturduk. Aklıma geldi. Güldüm. Neye güldüğümü sordu, söylemedim.
Bir sigara yaktım. Şaşkın yüzüme baktı. “Öpüşmeyeceğimize göre sorun yok herhalde?” dedim, tek kaşımı kaldırıp.
Sonra konuşmaya başladı. “Çok üzgünüm” dedi. Samimiydi, anladım. “Her şey zincirleme gitti. Sensizlik çok zordu. Her bir günü atlattığımda, kendimi harika hissettim. Seni aramadan koca bi gün geçirip kahraman oluyordum. Oysa her sabah bi yıkımdı.”
“Kimse kolundan öptü mü mesela seni en olmadık zamanda? Kimse seni uykunda seyretti mi? Kimse seni koklayarak öptü mü, ısırarak sevdi mi? Annen hariç hangi kadın dudaklarıyla ateşine baktı senin? Kim kirpiklerini saydı? Kimse seni benim gibi sevemez, biliyorsun değil mi?” de-me-dim!
“Eee” dedim üstelik alaycı bir ses tonuya “başka?” Ben de kahraman oldum!
“Kimse beni senin gibi sevemez” dedi, “biliyorum…”
7 leblebi:
bazen kahramanlik gereklidir, suruncemede kalip kafayi yemektense ;)
deli olmalıyız .....
deli filan olmayın :)
mantıklı birşey değil :)P
sevişseydiniz ne olurdu - acaba?
büyük ihtimal aynı şey olurdu Gabi :)
o zaman keşke sevişseydiniz diyor içimdeki şeytan..
diğer taraftan boşver arınma süreciyle uğraşmamış oldun..
Bi baksana takip ettiğin bloglara hepsi aşk acısı çekiyor.
havada aşk acısı kokusu var..
yazık bize.
öpüşmiceğimize göre dediğinden sonra hah sevişcekler diye bekledm ama olmadı =9
Yorum Gönder