bir şarkısın sen (atv)


Bir şarkısın sen yarışması, sadece çocukların şarkılar seslendirdiği bir yarışma programı. Aslında olayın özeti çocukların yarışması. Ancak yapımcılar “çocuk istismarı”ndan korktuklarından formatı şarkı yarışması şeklinde lanse ediyorlar. Böylece çocukları yarıştırmamış oluyorlar. Bir sürü programa manasız ceza yağdıran RTÜK, nedense bu yarışmaya sesini çıkartmıyor. Artık bu ikrar, kanalın hikmeti midir yoksa sunum başarısı mıdır bilinmez…



Programın bu hafta yayınlanan (yanılmıyorsam) 2. bölümünü izledim bir süre. İzlenimlerim;



1930’lu yıllarda geçer Cevriye’nin hikayesi. Bildiğiniz gibi fosforlu Cevriye, bedenini satıp karnını doğurmaya çalışan bir fahişedir. Bir gün, kendisine “siz” diye hitap eden bir adama aşık olur. Fosforlu Cevriye şarkısının sözleri de bu aşkı anlatır;

Karakolda ayna var ayna var
Kız kolunda damga var
Gözlerinden bellidir Cevriyem
Sende kara sevda var
Moriye de fosforlum
Sende kara sevda var

Denizlerin kumuyum
Balıkların puluyum
Aç koynunu ben geldim
Ben de Allah kuluyum
Moriye de fosforlum
Ben de Allah kuluyum

Söz – Müzik : Zeki Duygulu


Aslında çok sevdiğim bir şarkıdır. Nedense hep Cevriye gelir gözümün önüne. Hayır, sinema veya tiyatroda Cevriye’yi canlandırmış oyuncuların yüzü değil. Başka bir Cevriye gelir. Bir fahişenin karakteri, duyguları, masumluğu, yüreği, hayata tutunuşu ve direnişi… Hüzünlenirim bu şarkıyı dinlediğimde…

Ve takdir edersiniz ki bu bir çocuk şarkısı değildir. Sevimli, sempatik, duygusal, yumuşak vs değil. Fosforlu Cevriye ne çocuk şarkısı ne de bir çocuğun söyleyebileceği bir şarkı… Binlerce şarkı içinden 6-7 yaşındaki çocuğun söylemesi için bu şarkı mı seçilir? Nasıl bir zihniyettir bu?

Çocuklar şarkı söylüyor dedim. “Çocuk” kavramı benim için şudur; annesinin banyoya sokup foşur foşur yıkadığı insan yavrusu. Benim için böyle de, bir şarkısın sen programı için değil. Zira 6-7 yaşındaki çocukların olduğu yarışmada biri var. 16 Yaşında. 2 sene sonra reşit yani. (Bazı ülkelerde şimdiden reşit.) Hani sokakta “baksana çocuk” diye seslensen haklı olarak alınır. Zaten görüşüne bakıp çocuk da denilmez. Boylu poslu, yakışıklı, hatta sesi bile oturmuş bir delikanlı. İlk kız arkadaşını edinmiş, bayramda el öpünce para almayı bırakmış, 1 sene sonra üniversiteye gidecek filan felan. Bildiğin delikanlı yani. Diğer çocuklar bu delikanlının beline geliyor. Peees diyorum peees…

Bir de yine küçük bir kız çocuğunun oryantal dans etmesi vardı ki tam bir facia. Arkaya doğru yatıp alnına para yapıştırılmasını istedi. Tüm seyirciler ve jüri tempo tutarak izledi. Çok başarılı bulup tebrik ettiler. Ben nerdeyse ağlayacaktım. Küçücük kızın dansöz gibi oynamasından ayrı utandım, alkışlayanlardan ayrı…
...

2 leblebi:

wimparella dedi ki...

çok gereksiz bi program. çocuk dediğin çocuktur dediğin gibi ve çocuk gibi yetiştirilmesi gerekir

"leb" demeden... dedi ki...

demek eski yazılarım da okunuyor. ne yalan söyleyeğim; hoşuma gitti .)

Bookmark and Share