Gerçek günlük

Mart 2009
Haftasonu 75-80 kişilik bowling olayı. Boş araba ve yol arkadaşı arama durumu. Msn ve telefon alışverişi. Arkadaş ayarlaması; aynı takımda top sallamayı bekleme. Son gün, incinen bilek. Yok, yavrum yok. Boşa beklemek...

Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos 2009
(İkimizin de sevgilisi varmış meğer bu günlerde. Sonradan konuşuldu; o gözle bakmıyoruz birbirimize...)

Muhabbet ilerlemiyor. Sadece "Naber? Nasıl gidiyor?" Günler ve hatta aylar geçiyor...

Herkes bir şeyleri bitiriyor ve bir şeylere başlıyor...

Eylül 2009
Doğum günüm. Paylaşılan fotoğraflar ve yorumlar. Birden artan sanal trafik. "İlişkiler sanalda kurulmaz. Görüşmemiz gerek." İşte bu, ilk taktik.

Ekim 2009
Karşılaşma. Bi tokalaşma o kadar. Neredeyse sıfır temas sayılır o da. Sonrasında kur yapmaya başlama.

Bikaç görüşme çabası. Onların da boşa çıkması, iş yoğunluğu mazereti ile.

Eee bu ne ki şimdi? diye düşünme...

Ay sonu, nihayet kızlarla gidilen tiyatroya son dakka katılma. Benim çetenin içine! İtiraf etmeliyim; çoook cesurca.

7 Kasım 2009
Ve ilk yanlız buluşma... Gece 00.00 matinesine sinema; Korku'ya. İlk, kişiye özel temas. İlk dokunma ve ilk öpüşme. Hoşa gitme. Fena, çok fena... Utanmadan, bunu yazma. SMS. Gelen cevap duruyor hala: "asla okumamış gibi yapamam. sen de söylememiş gibi yapma."

İlişkinin içine balıklama atlama.

Kendine telkin; korkma, korkma, korkma... Açık ol, oyun oynama...

Aynı ay, ilk sevişme. (Bunun da tarihi saklı bende ve bedenimde.) Ve ardından gelen SMS: "iyi ki varsın hayatımda..."

Aralık 2009
Ufak tefek tartışmalar dışında, keyifli. Yılbaşı kaçamağı planları. İlk ve son hatam. Attığım 1 yalan. İptalin köşesinden dönme, ayrılığa teğet geçme...

Alışkanlık, bağlanma ve özlemden neredeyse delirme... Sordu bana; "hadi sen suçlusun, tamam. Acı çek, üzül, ağla. Ama ah be kadın, benim suçum ne?" 

Devam. Unuttuk, atlattık, bitti, geçti gitti... Ya da bana öyle geldi.

Ocak 2010
Meğer katlanıyormuş, birikiyormuş, sıkışıyormuş bu arada...

Asla eskisi gibi olmayacağını bile bile ilk başbaşa tatil(cik). ya daha kötü ya daha iyi. Girdik bakalım riske, hadi...

Dönüş. "Hani sevişmediğim adama sevgilim demem, demiştin ya. Bence asıl beraber uyuduktan sonra sevgili olunur." 2 Kişilik mutluluk...

Her şey yolunda sanıyordum. Yine de emin olmak için sordum. Sorun yoktu. İçim huzurlu...

27 Ocak
ve SON!





0 leblebi:

Bookmark and Share